Sunu

Bu sayımızda seçimlerin politik analizi, marksist leninistlerin seçim politikaları ve seçim kampanyasının pratik-örgütsel sonuçları bütünlüklü olarak yer alıyor. Her biri kendi başlığı altında konusuna yoğunlaşan üç ayrı yazı olarak hazırlanan bütünlüğün, okurun ihtiyaçlarını sıcağı sıcağına karşılayacağına inanıyoruz. Dergimizi geciktirmemizin temel nedeni olan bu amaç elimizde biriken yazıların yüküyle de birleşince bu kez sayfa sayısı kabarık bir sayıyla karşınıza çıkmış olduk. Yine aynı gerekçeyle dergiyi Eylül-Ekim olarak değil, Kasım- Aralık sayısı olarak yayınlamayı uygun bulduk.

Ortadoğu sorununun emperyalistlerin bakış açısından bir petrol sorunu olduğu tartışma götürmez. Bölge halkları bakımından ise "Ortadoğu sorunu"nun bir demokrasi sorunu olduğu gerçeği karşımıza çıkar. Ulusal sorunlar ise demokrasi sorununun bir parçası ve başat unsuru olarak Ortadoğu halklarının mücadelesinde önemli bir yer tutmaktadır. "Emperyalist Savaş Gerçeği ve Ortadoğu Sorununun Çözümü: Demokratik Ortadoğu Federasyonu" başlıklı yazımız, marksist leninist komünistlerin "Ortadoğu Sorunu"nu devrimci çözümüne yönelik geliştirdikleri programatik perspektiflerinin görüş açısından gelişmeleri ele alıyor.

***

" Sendikal Harekette Sorunlar ve Çıkış Yolları"nda sendikal krizin tanımlanma çabası özel bir yer tutuyor. Buna bağlı olarak ise sorunun pratik çözümüne ilişkin ideolojik, örgütsel perspektifler geliştiriliyor. Uluslararası işçi hareketinin yakın dönem deneyimlerinde bu görüş açısından tipik öğeleriyle ele alındığı yazı marksist leninist komünistlerin alternatif sendikal arayışlar konusundaki yaklaşım ve yönelimlerinin genel çerçevesini de ortaya koyuyor.

Toplumsal mücadeleye ait pratik deneyimleri dergimize taşımaya devam ediyoruz. "Paşa- bahçe Direnişinin Öğrettikleri", işçi sınıfı içinde çalışma ve sınıfın politik örgütlülüğünü büyütme sorunlarını gözler önüne sermesi bakımından değerli dersler bıraktı. Özellikle direnişi gerçekleştiren işçilerle yaptığımız röportaj bu bakımdan doğrudan veriler sunuyor.

***

Emperyalist sermaye oligarşisinin işçi sınıfına ve onun örgütlü yapılarına karşı yürüttüğü uluslararası kapsamdaki saldırılar kesintisiz biçimde sürdürülüyor. Kapitalist sömürü vahşetini en açık biçimler altında yasallaştırılma hedefi de taşıyan bu saldırıların, "çalışma yaşamını" kelimenin dolaysız anlamıyla köle pazarı haline getirmeyi amaçladığı çok açık. Ülkemizde işbirlikçi tekelci burjuvazi ve devet tarafından başlatılan "1475 Sayılı İş Kanunu"nun değiştirilmesi kampanyası, işte bu "yerli" köle pazarının kurulması içindir. Konuyla ilgili yazımız yapılmak istenen değişikliklerin, temel önemde olanlarını ele alıyor ve mücadele görevlerinin altını çiziyor.

Feda eylemleri kategorisi altında toplanabilecek savaş biçimleri, marksizmin mücadele biçimlerine ilkesel ve pratik yaklaşımlarının neresinde duruyor? Lenin bu yaklaşımı yüzyıl önce ortaya koymuşsa da, feda eylemlerinin rolü özellikle Filistin İntifadası ve 11 Eylül'le birlikte hem güncelleşti hem de eski tartışmaları alevlendirmiş oldu. "Ezilenlerin Kırbacı'nda konu geniş kapsamıyla ele alınıyor ve kafa karışıklıklarının önünü kesici sonuçlara ulaşıyor.

***

Özgül bir mücadele alanı olarak "insan hakları" sorunu çerçevesinde yürütülen pratik faaliyet, coğrafyamızda 16 yıldır kesintisiz sürüyor. "'İnsan Hakları' Kavramının Sosyalist Çerçevesi" yazımız, başlığına da yansıdığı gibi kavramın içeriğini oluşturan felsefik, teorik, ideolojik ve politik yaklaşımları marksizmin görüş açısından ele alıyor. Yazı hem bu alanda faaliyet yürüten komünist bireylerin donanım eksikliğini gidermek, hem de küçük burjuva demokratların liberal, anarşist görüşleriyle mücadele etmek bakımından acil bir ihtiyaca yanıt vermeyi amaçlıyor.

"İmparatorluk" kimilerine bakılırsa "Yeni Komünist Manifesto", yani onda marksizmin dili ve ruhu var! İlk yayınlandığında "Kapital"i sessizlikle öldürmeye yeltenen burjuvazinin "İmparatorluk" için adeta reklam kampanyası açmasının bir nedeni olsa gerek! Yayınladığımız yazıda da belirtildiği gibi; "Kitabın 'önsöz'lerinde ve bütününde, İmparatorluk'un sosyalizmin geçici yenilgi koşullarıyla ortaya çıkan bir boşluğu, bir 'ütopya boşluğu'nu doldurmaya hamle yaptığı görülür. Aslında bu düpedüz, marksizmin tarihten ve teoriden kovulması ve onun tahtına oturma hamlesidir. J. Derrida'nın Marks'ın Hayaletleri'nde yaptığı 'marksizm- siz marksizm' gibi, M. Hardt ve A. Negri de 'Marksizmsiz komünizm' kuramıyla kendilerini komünizmin, yani 'yeni komünizmin' mesihleri ilan ediyorlar". Haliyle "Postmodern Bir Kolaj: İmparatorluk Manifestosu"nda sıkı bir "sınıf mücadelesi" çabasına tanıklık ediyoruz. Yazıda da vurguladığı gibi bir "hesaplaşma kitabına" giriş amacı taşıyan çalışma, "yeni komünizm" teorilerinin "defterlerinin dürülmesine" kadar götürülmeli.

"Marks Haklıydı" derken bile Marks'ı çarpıtmak... Burjuva akademisyenlerin yetenek sınavındaki "başarı" ölçüsü olsa gerek. Neil Ferguson gibi Oxford'lu da olursanız bu "üstün yetenek" ve aslında antimarksist entellektüel fukaralık o kadar "bilimsel" olarak açığa çıkıyor. "Marks'ı haklı" çıkartırken, neoliberalizmi de bu arada kutsayıveren bu ideolog bozuntularının ipliğini pazara çıkarmak da marksistlere düşüyor. İşimize devam edeceğiz.

***

"Buluşma Notları" Ahmet Metin Koyuncu yoldaşın sıcak anısını da taşıyor okurlarımıza. Görüleceği gibi "notlar" felsefi (teorik) ve siyasal açıdan yoldaşın bir boşluğu doldurma arayışı ve çabasının ürünü olarak kaleme alınıyor. Ve tabii ki "partinin" "sorunlaştırılması" Koyuncu'nun teorik-siyasal çabalarının ve arayışlarının hizmet ettiği merkezi alan olarak karşımıza çıkıyor. Gerisi, okurlarımızın eleştirel değerlendirme yaklaşımına ve faydalı sonuçlar çıkarabilme becerisine kalıyor.

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. Şti. İmtiyaz Sahibi: Şengül Güneş Bali
Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Şengül Güneş Bali

Bize Ulaşın

Çakırağa Mah. Çakırağa Cami Sokak Birlik Apt.
No: 8/10 Aksaray/İstanbul (0212) 529 15 94
E-posta: info@marksistteori.org Twitter: @mt_dergi